Nasihat ve Hikayeler

Dini Hikayeler, İbretlik kıssalar ve Nasihatler

UYKUSUZLUK

Uykusuzluğun çok çeşitli sebepleri vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1 -Dış sebeplere bağlı olanlar:

Gürültü, ışık,soğuk,sıcak ve yatılan yerin rahatsızlığa yol açması gibi bir takım sebeplerle olurlar.

3 -İç sebeplere bağlı olanlar:

Daha çok asabi bozukluklar,ağrı,öksürük,nefes darlığı gibi sebeplerden meydana gelirler.

3 -Diğer sebeplere bağlı olanlar:

Çok çay ve kahve içmek veya amphetamine grubu gibi zayıflatıcı ilâçların kullanılmasından dolayı husule gelenlerdir.

Fazilet Takvimi

SANZOTU

Komşumuzu devamlı kahvede görürdüm.Bir defa camiye geldiğini görmemiştim.Halbuki kahvenin karşısındaki camiin müezzini günde beş defa ezan okuyor ve o da kahvede kâğıt oynarken duyuyordu.
Birgün,arkadaşları çok hasta dediler.Evine ziyaretine gittim.Çok zayıflamıştı.Başında Kur'an'ı Ke rîm okuyan büyük oğlu beni görünce:
- İyi ki geldin hocam,dedi.Babam çok ağırlaştı.Konuşamıyor fakat arada bir «Sanzotu» diye sayıklıyor.

- Sanzotu da ne imiş?

- Biz de anlamadık hocam.

- Herhalde bir ilâçtır,dedim.Ben hemen gidip köşedeki eczaneye bakayım.

ÇOCUK VE MESULİYET DUYGUSU

Çocuğa mes'uliyet duygusu kazandırmak, ebeveyn için zahmetli,sabır isteyen zor bir vazifedir.Bu mesuliyetin,vatana, millete,ahlâki değerlere saygı ve bağlılık gibi temel kavramların üzerine kurulması icabeder.

Çocuklara bu duygu disiplinli bir hayat ile aşılanabilir.Disiplin ise şefkat ve samimi duygular ile yoğrulmuş olmalıdır.

Çocuğun eşyalarını dağıtması, itaatsizliği,okuldaki başarısızlığı anne baba ile çocuk arasında devamlı soğuk savaşlara,suçlamalara,zor kullanmalara dönerse verilmek istenen mes'uliyet duygusundan çok uzak bir noktaya gelinir.

KİŞİLİK

Sınıf, ögrencilerin gürültü patırtısıyla sallanırken sert görünümlü hoca kapıda beliriyor. İçeriye kızgın bir bakis atıp kürsüye geçiyor.

Tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakami çiziyor. Bakın diyor. Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceginiz en değerli şey...
Sonra (1)in yanına bir (0) koyuyor: ;Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)i (10)yapar.Bir(0)daha...;Bu,tecrübedir.(10)iken(100)olursunuz.

Sıfırlar böyle uzayip gidiyor: Yetenek... disiplin... sevgi... Eklenen her yeni (0);ın kişiliğii 10 kat zenginleştirdiğini anlatiyor hoca..

CÜNEYD-İ BAĞDÂDÎ HAZRETLERİ'NDEN

"Kur'ân-ı Kerîm'e uymayan ve hadîs-i şerîflere bağlı olmayan kimse, mürşid olamaz. Tasavvuf yolu, Allâhü Teâlâ'nın kitâbına ve Rasûlullah (s.a.v.) 'ın sünnetine bağlıdır.

Tasavvuf büyükleri, Rasûlullah'ın vârisleridir. İşlerinde hep Rasûlullâh'a uyarlar.

Yâ Rabbî! O büyüklerden feyz almamızı, bereketlenmemizi nasîb eyle. Âmin!

Her zaman söylüyorum ve bildiriyorum ki, Rasûlullah'a uymakta gevşeklik eden, onun sünnetini terk eden mutasavvıf (tarîkat ehli) olamaz.

Onu Allâh dostu sanmayınız!

Onun dünyâdan yüz çevirmiş görünmesine, hârikalar göstermesine aldanmayınız!"

NASİHAT DEYİP GEÇMEYİN

Emanete ihanet etmeyin..
Halinizden şikayet etmeyin..
Büyüğünüze emretmeyin..
Boş şeylerde israr etmeyin..
Cahillerle sohbet etmeyin.
Nefesinizi boşa tüketmeyin..
İnsanları bekletmeyin. .
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin. .
Kimseye minnet etmeyin.
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin. .
Kimseye küfretmeyin..
Kötülüge meyil etmeyin..
Malınızı boşa sarf etmeyin..
Sırrınızı açık etmeyin..
Her şeyi merak etmeyin..
Suçunuzu inkar etmeyin..
Şerefinizi kaybetmeyin. .

Vatanınızi terk etmeyin..

İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin.

ÇOCUK TERBİYESİ DİKKAT İSTER

Sevgi ve güven çocuğu hayata hazırlar. Çocuğunuzun kendine güveni olan ve insanlarla yaşamayı seven biri olmasını istiyorsanız, ona aradığı huzuru verin.

Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek, şüphesiz bir anne babanın en önde gelen isteğidir. Çocuğun beden sağlığı kadar ruh sağlığına da önem vermek lâzımdır.

ÇEVRE SAĞLIĞI İÇİN YEŞİL ÂBİDE DİKELİM

Çevre sağlığı açısından yeşillik bilhassa ağaç ve orman birinci derecede ehemmiyet arzetmektedir. Hava, su ve toprakla alâkalı pekçok mesele ağaçta düğümlenir... Havanın, zehirli gaz ve zararlı tozlardan temizlenmesi; toprağın, yağmur ve rüzgârın tesiriyle erozyonu uğramaktan korunması; suyun toprak tarafından koyaca tutularak hem tehlikeli sellerin önlenmesi, hem de kaynakların muntazam beslenmesi; heyelân denen ve pekçok can ve mal kaybı ile neticelenen toprak kaymalarının durdurulması gibi çok önemli hayâtî hizmetler, ağaçların varlığına bağlıdır.

ÇALIŞMADAN ELDE EDİLEN ŞEYLER DEVAMLI OLMAZ

Alâeddîn-i Gücduvânî (k.s) hazretleri, Ubeydullâh-i Ahrâr (k.s.) hazretlerine, şu nasihati yapmıştı:

"Tasavvuf yolunda ilerlemek için çok çalışmayı asla bırakma! Şunu iyi bil ki; çalışmadan ele geçen şeyler, devamlı ve kalıcı olamaz'"

BİŞR-İ HÂFÎ'DEN

Bir gece rüyamda Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'l gördüm. Bana,
"Ey Bişr! Allâhü Teâlâ'nın hangi sebeple seni akranından üstün kıldığını biliyor musun?" dedi. "Bilmiyorum, yâ Resûlallâh." dedim.
Peygamber Efendimiz, "Sünnete tâbi olman, sâlih-lere hizmet etmen, din kardeşine nasihat etmen ve ehl-i beytime muhabbet etmen sebebiyle" buyurdu.

BÜYÜKLERDEN HİKMETLER

• İnsanların en zayıfı sır saklamakta zayıf olandır.
• İnsanların en kuvvetlisi öfkesine gâlip gelendir.
• İnsanların en faziletlisi fakirliğini gizleyendir.
• İnsanların en zengini kanaat edendir.
• Edep fazîlete sebeptir. Hayâ giderse belâ gelir.
• İnsanların en akıllısı gördüğünden ibret, işittiğinden nasihat alandır.
• Tecrübe, âkıbeti gösteren bir ayna gibidir.
• Dil keskin bir kılıçtır ki keskinliğine dayanılmaz; söz tesirli bir oktur ki geri çevirmek mümkün olmaz.
• Hasetten kaç ki kederden kurtulasın.
• Ef'âlin şahâdeti, ricâlin şahâdetinden güzeldir.

BÜYÜK KURTULUŞ NE İLEDİR?

Hz. Âişe radıyallâhü anhâ vâlidemiz anlatıyor:
"Resûlüllah (s.a.v.)'tan, her minbere çıkışında şu âyet-i kerimeyi okuduğunu dinledim: 'Ey îmân edenler! Allah'tan korkun (takvâ sâhibi olun) ve doğru söz söyleyin. Çünkü böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Resûlü'ne itâat ederse, büyük bir kurtuluşa ermiş olur.' (S. Ahzâb, 70-71)

BÜYÜK ÂLİM, EMÎR, KUMANDAN NASIL YETİŞİR?

Bilindiği gibi, şehzâdeler, hususî hocalar tarafından sarayda yetiştirilirdi. Bu hocalara padişahlar tarafından o kadar geniş salâhiyetler verilirdi ki, gerekirse hoca, şehzâdeyi dövebilirdi.
Gecelerden birinde Molla Güranî merhum, istikbâlin Fâtih'i Şehzade Mehmed (k.s.)'e mûtad dersini verdikten sonra odasına çekilmişti. Gece namazına kalktığında, şehzâdenin lambasının yandığını görünce, acaba rahatsız mıdır diye şehzâdenin odasına kadar gider, kapısını çalar. Şehzâde kapıyı açınca hoca sorar:

- Hayırdır inşâallah, neden uyumadın?

Şehzâde Fâtih cevap verir:

BİR TEVÂZU DERSİ

İslâm âlimlerinin büyüklerinden İmâm Mâverdi H. 364 tarihinde Basra'da doğmuş H. 450'de Bağdat'ta vefât etmiştir. Mâverdînin tevâzuuna, diyânetine, nefsi ile olan mücâhedesine dâir kendisinden şöyle bir vak'a da naklolunmuştur:

BİR MEZAR TAŞINDAN...

Mal bıraktın, mülk bıraktın üşüştük, Kavga ile nizâ ile bölüştük,
Biz üç karış toprak için dövüştük,
Mezarında huzur ile yat baba.
* *
Çocukların etsinler diye rahat,
Satmadın da geçindin kıt kanaat,
Evlâdından sana olsun nasihat,
Ol dünyada malın varsa sat baba.