Nasihat ve Hikayeler

Dini Hikayeler, İbretlik kıssalar ve Nasihatler

Osmanlı Kültürü İle şimdiki zamanın farkı

Osmanlı devleti zamanında müsafire ikram, tazim ve hurmet hat safhada idi . Çoğu bir ailenin evlerinin müsafir odası kısmında ve o odanın da kıble tarafında olan yerinde bir levha asılı olurdu. İşte o levhada bizlere nişane olması gereken şu inci gibi sözler yazılı idi.

Ey müsafir! kıl namazın kıble şol canibdedir.
İşte leğen işte ibrik işte havlu iptedir.

Bize gelen her müsafir ekmek ile aş yesin.
Kılmaz ise eğer namazın toprak ile taş yesin.

Âkil isen kıl namazın çünkü saadet tacıdır.
Sen namazı şöyle bil ki müminin miracıdır.

Ecdad-ı âli Osmani ( Osmanlı devleti )' nin nekadar ince düşündüğünü anlamak gayet açık ve mümkün. Bırakın ahali kendi namazını kılmak bir tarafa evine gelen müsafirin dahi namazını düşünüyor ve evinin duvarına astığı

Din Nasihattir; ama...

Kütüb-i Sitte den Müslimde geçen "iman 95" hadis-i şerifte peygamber efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki ( Din nasihattir!). Evet din nasihattir ama bazıları nasihat kelimesini çok dar bir kalıpta anlayıp mana veriyorlar.

Nasihat demek sadece öğüt vermek anlamında değerlendirilimez. Zira nasihat demek samimiyyet ve ihlas demek anlamlarını da şamildir (kapsar). Nitekim Tahrim Suresi Ayet 8' de "Ey iman edenler Allah' a Nasuh yani samimi bir tevbe ile tevbe ediniz" buyrulmaktadır.

Nasihat kelimesinin aslı yani kökü "nasuh" kelimesinden geldiğinden, Nasihatı sadece öğüt, tavsiye anlamları kalıbında dar bir manaya hapsetmenin pekte doğru olduğu söylenemez. Binaen aleyh Din nasihattir = Din samimiyyettir. Yoksa, "Ele verir telkını kendi yutar salkımı veya başkasına verir öğüdü kendisi kırar söğüdü" demek değildir.

Bazıları derler : Hocanın dediğini yap gittiği yoldan gitme. Böyle saçmalık olamaz. Nasihatı veren evvela kendisi söyledikleriyle amil olabilsin ki sözü başkalarına da

PEYGAMBERLERE İMAN

"Dört şey peygamberlerin sünnetidir: Haya sahibi olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve nikahlanmak." (Hadis-i Şerif, Sünen-i Tirmizi)
Bütün peygamberlere iman etmek müslümanlıkta bir esastır.Allah'ın kullarına dinini bildirmek için memur ettiği pek muhterem ve kamil zatlardan her birine peygamber denir. Allahü Teala, doğruluğuna şehadet için peygamberlerinin elinde, başkalarının yapamayacağı harikulade şeyler vücuda getirmiştir ki ona mucize denir.
Mahlukatın fıtrat nurlarından çıkarak perdelenmeleri ve hakdan uzaklıkları sebebi ile rablerinden mearif ve ilimleri almaları mümkün olmaz. Bunun için Allahü Teala ile insanlar arasında bir vasıtaya ihtiyaç vardır.Peygamberler, sırları ile daima Hakk'ı müşahede edip zahirleri ile de halkla birlikte olurlar. Peygamberler aleyhimüsselam ilim ve marifetleri Allahü Teala'dan alıp kullarına aktarırlar. Allah'ın Peygamberlerini göndermesi en büyük nimetlerinden ve üzerimizdeki en büyük haklarındandır.

Cennete İlk Girecek Zümre "CÖMERTLER"

Hacı,Hoca ve Cömert... İman ile dünyadan ebediyyete irtihal eden bu üç zümre hesap kitap ve mizanı görülüp Sırat-ı Müstekimden geçtikten sonra cennetin kapısının önünde Cennet Meleği Rıdvan'ın karşısında dururlar. ( Not Bilgi: Cennete girenleri karşılamakla memur olan meleğe Rıdvan, Cehennemlikleri karşılmakla memur melek ise Malik tir.)
Melek-i Rıdvan bu 3 zümreye hıtaben sorar:
-Cennete ilk kim girmek ister?
-Hacı: tabiki ben girmek isterim. Çünkü ben Hac farizasını layıkıyla ve bihakkın eda eyledim ve hacılığımı bir ömür muhafaza ettim. Cenab-ı Hak'ta haccımı kabul buyurdu ki, beni de cennetle müşerref eyledi. Onun için cennete ilk girmek benim hakkım der.

Receb-i Şerif ve Üç Aylar

Hz. Allah c.c. Kameri aylardan Recep ayını Kendi Ayı olarak nitelendirmiştir. Zira bu ay içerisinde Cenab-ı Hakk'ın zatından bahseden, lafzı küçük ama ifade ettiği manaları çok ama çok büyük olan ihlas suresini bol bol okumalıyız. Recep ayında bir gün dahi olsun oruç tutanlar hakkında

BU ÇEŞMEDEN MÜSLÜMANA SU İÇMEK HARAM

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı Arap …Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:

“Her kula helâl, Müslüman’a haram!..”

Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…

Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzûra getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dîni İslâm, ahâlisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla!.. Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?..” diye çıkışmışlar adama. Adam:

NE NASİHAT ETSEM HEBA OLUR

Adamın birisi Bir âlimi ziyarete gider, ziyaretin sonunda o âlime, “Efendim, nasihatlerinize ihtiyacım var. Doğru yolu bulmak, o yolda yürüyüp rızayı ilahiyi tahsil etmek için bana nasihat eder misiniz?” diye istirhamda bulunur.

-Âlim : “Olur evladım, nasihat ederim ama önce soracağım iki suale cevap vermelisin” der.
— Ziyaretçi “Peki efendim, buyurun sorun.” der.
—Âlim : “Rabbül âlemin dünyayı mı ahiretten üstün tutmuş yoksa ahireti mi dünyadan üstün tutmuştur?”
—Ziyaretçi, “Efendim, Rabbül âlemin, ahireti dünyaya tercih etmiş, ahireti dünyadan üstün kılmıştır” diye cevap verir.

15 saat aç kalmak ve temkin

Oruç tutmak da “yolculuğa” benziyor.
En büyük benzerliği ise “kalkış” ve “iniş” saatleri.
Yani sen vasıtaya girmedikten, uçağa binmedikten sonra istediği kadar “ben yolcuyum” de, veya uçağın ardından koşmaya çalış, faydasız!..

Eskiden tarifelerde “yolcuların içeri alınma saati“ yazardı. Gecikenler bile çoğu zaman yetişirdi uçağa.
Sonra birileri, hangi akla hizmetse, uçağın “havalanış saatini“ yazmaya başladı kâğıtlara.
Böylece imsakiyeler arasında 15-20 dakikalık farklar oluştu…

~~~~~~~~~~

Mübarek isimlere hürmet etmeliyiz


Muhammed Ali’ye Hollywood da bulunan “Walk of Fame” de (Hollywood Şöhret Yolu) isimli yıldızı teklifi gelir.

"Ben Peygamberin (sav) ismini taşıyorum, bu sebeple insanların bu ismin üstünde gezmesine müsade edemem" diyerek teklifleri reddeder.

Bunun üzerine üzerinde Muhammed Ali'nin ismi olan yıldız duvara asılır. Duvara asılı tek isim Muhammed Ali'nin ismidir.

(Allah aynı hassasiyeti tüm milletimize versin.)

6 yaşında hafız olan Zeynep, Diyanet heyetini duygulandırdı

Zeynep Sude, henüz 6 yaşında. 4,5 yaşında Kur'an'ı öğrenen Zeynep Sude, 1,5 yılda hafız olmayı başardı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Hafızlık Tespit Sınavı'na giren Zeynep Sude, imtihanı yapan amcalarını hem şaşırttı hem ağlattı. Küçük kızın hocası Müberra Akpınar, oyunlar oynayarak, Kur'an'ı sevdirerek hafızlık yaptıklarını söyledi.

İlahi hanım sen bilmiyor musun ki, hayvanlar ..

Son Asrın Evliyalarından Hacı Cemal Öğüt Fatih
Camiinde, bir Ramazan gününde vaaz ediyor.
Dışarıda oruç tutmayanları, başı açıkları,
namaz kılmayanları görüyor, onlara bir şeyler
demesi lazım, ama direkt olarak bir şey de
söylemek istemiyor.
Konuya şöyle giriyor:
...
Şu Hacı Cemal var ya, bu saf hanımla nasıl
yaşayacak, nasıl idare edecek, bilemiyorum."
Diyeceksiniz ki: "
Senin hanım çok mu saf?"
Aman sormayın, o kadar saf, o kadar saf ki,
isterseniz bir saflık örneği vereyim de bakın
anlayın. Hacı Cemal'in de bu saf hanımla nasıl
yaşayacağını siz düşünün.

Mevlanadan Üç Nasihat

Eski zamanların birinde, bir adam çalışmak amacı ile çok uzaklara gitmiş ve yıllarca çalışmış. Sonunda memleketine dönme zamanı gelmiş. Bu çalışma sürecinde toplam 3000 akçe biriktirmiş ve evinin yolunu tutmuş.

Evine doğru giderken yolu büyük bir şehirden geçiyormuş.

Yolda yürürken köşe başında birisi "Bir nasihat bin akçe, Bir nasihat bin akçe." diye bağırıyormuş. Adam düşünmüş: 'Nasıl olur, bir nasihati bin akçeye satarlar, ben yıllarca çalıştım ve sadece 3000 akçe biriktirdim'

Bu işe pek aklı ermemiş ama merak işte. Duramamış ve adama bin akçe vererek, o nasihati satın almış.

Evlada bırakılacak asıl miras

"Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya! taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü varmı diye aranmaya başladı.
"Üstü kalsın kardeşim" dedim.
Döndü bana doğru
"Vaktin varmı ağabey?" dedi.
"Evet" dedim (tek ayağım hala dışarda)

Bunlar beyne zarar verir

1. Kahvaltı etmemek :

Kahvaltı etmeyen kişiler, düşük bir kan şekeri seviyesine sahip olur. Bu durum beyin için yetersiz besin tedarik edilmesine ve sonunda beyin dejenerasyonuna yol açar.
2 . Aşırı ısınma
Beyin arterlerinin sertleşmesine neden olarak, zihin gücünün azalmasına yol açar
3. Sigara içmek
Çoklu beyin büzülmesine neden olur ve Alzheimer hastalığına yol açabilir.
4. Yüksek şeker tüketimi
Çok fazla şeker proteinlerin ve besinlerin emilmesini durdurur ve dengesiz beslenmeye neden olur ve beynin gelişmesine engel olabilir.
5. Hava kirlenmesi

Endonezya nasıl Müslüman oldu ?

Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya’ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam daHalk (ULUS)ın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:

- Hangi kumaştan sattın?

-Şu kumaştan efendim.

-Metresini kaça verdin?

-On akçeye.

-Nasıl olur?” diye hayret etti,