ALLAH'DAN ANCAK ÂLİMLER KORKAR ?

Dâvûd-i Tâî (r.h.), Câfer-i Sâdık (r.a.)'ın yanına gelerek dedi ki: "Ey Peygamber Efendimizin torunu! Bana bir nasîhat ver. Çünkü kalbim karardı. Câfer-i Sâdık (r.a.) buyurdu ki: "Ey Dâvûd! Sen, zamanımızın en zâhidi, Allâh'tan en çok korkanısın. Benim nasîhatime ne ihtiyâcın var?" Dâvûd-i Tâî (r.h.): "Ey Resûlullah'ın torunu. Sizin bütün yaratılmışlara üstünlüğünüz var. O büyük Peygamberin kanı damarlarınızda dolaşmaktadır. Onun için herkese nasîhat vermeniz, üzerinize borçtur."

Câfer-i Sâdık (r.a.) buyurdu ki: "Ey Dâvûd! Ben kıyâmet günü gelince, ceddim Muhammed aleyhisselâmın elimden yakalayıp, "Niçin bana hakkıyla uymadın?" demesinden korkuyorum. Bu işler, nesep, soy işi değil, ibâdet ve amel işidir." buyurdu.

Dâvûd-i Tâî bu sözleri duyunca ağlamaya başladı ve dedi ki: "Yâ Rabbi! Onun varlığı Peygamberlik soyundan meydana gelmiştir. Sözleri, yaşayışı herkese senettir, delildir. Dedesi Muhammed (s.a.v.), annesi Betûl (Hz. Fâtıma) olduğu hâlde, böyle düşünürse, Dâvûd da kim oluyor ki, yaptıklarının bir kıymeti olsun!"