TESBÎHİN FAZÎLETİ

Abdullâh İbn-i Abbas (r.a.) şöyle anlatır:

Allâhü Teâlâ arşı yaratınca meleklere onu taşımalarını emretti. Onu yüklenmek meleklere ağır geldi. Bunun üzerine Allâhü Teâlâ onlara şu emri verdi: "Sübhânallâh" deyiniz. Melekler "Sübhânallâh" deyince onu yüklenmek onlara hafif geldi. Ve onlar yıllar boyu "Sübhânallâh" dediler. Hz. Âdem (a.s.) yaratıldıktan sonra aksırdı. Allâhü Teâlâ ona "Elhamdülillâh" demesini ilhâm etti. Hamd edince, Allâhü Teâlâ ona şöyle buyurdu:

"Yerhamukellâh: Rabbin sana merhâmet eder. Seni bunun için yarattım." Hz. Adem'in cümlesini duyan melekler dediler ki Bu bizim için ikinci güzel ve şerefli kelimedir. Onu bırakmamız doğru olmaz.

Bundan sonra: Sübhânallâh, Elhamdülillâh" demeye başladılar. Allâhü Teâlâ Hz. Nûh (a.s.)'a halkına anlatmak üzere: "La ilâhe illallâh" Kelime-i tevhidini söylemelerini vahyetti. Ancak bu şekilde onlardan râzı olabileceğini anlattı. Bunu duyan melekler dediler ki: Bu da güzel, şerefli bir kelime, bunu bırakmak da bize yakışmaz. Ve duâlarına bunu da eklediler. Senelerce "Sübhânallâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâh..." dediler.

Hz. İbrahim'e (a.s.) Allâhü Teâlâ kurban emrini verdi. Kurban için kendisine bir koç gönderildi. Koçu görünce sevindi; "Allâhu Ekber" dedi. Melekler bunu duyunca: Bu, dördüncü güzel bir kelimedir, dediler ve duâlarına eklediler. Bundan sonra hep şöyle dediler: "Sübhânallâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhû vallâhû ekber" Cebrâil (a.s.) bunu hikâye edince Rasûlüllâh (s.a.v.)'ın hoşuna gitti."Lâ havle velâ kuvvete illa billâhil-aliyyi'l-azîm." dedi. Bunu duyan Cebrâil (a.s.) şöyle dedi: Bu cümleyi de öbürlerine ekle. İsrafil (a.s.) Peygamber Efendimize (s.a.v.) geldi ve şöyle dedi: "Yâ Muhammed (s.a.v.), bir kimse "Sübhânallâhi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm." tesbihini bir defa okursa Allâhü Teâlâ ona beş haslet ihsân eyler:

1. Allâh (c.c.) onu çok zikreden zümre arasına yazar.

2. Gece ve gündüzde kendisini zikredenlerin en fazîletlisi eyler.

3. Bu tesbihler, onun için cennette dikili ağaçlar olur.

4. Bu tesbihler, o kimsenin günahlarını döker. Tıpkı bir ağacın kuru yapraklarını döktüğü gibi.

5. Allâhü Teâlâ onu gözetir. Allâhü Teâlâ bir kimseyi gözetirse ona azâb etmez. (H-2)

Fazilet Takvimi