Hace Muhammed Masum (k.s.)

İmam-ı Rabbânî Hazretlerinin ortanca mahdumlarıdır. Vaktin kutbu, za-aıamn mürşidi idiler. 1009 Hicrî senesinde Serhend yakınlarında Mülki Haydarda dünyayı teşrif ettiler. Yüksek pederleri, doğumlarından sonra Hâce Bâkibil-lah Hazretlerinin sohbet-i şereflerine mazhar olup buyurmuşlardır ki: «Bu çocuğun tevellüdü bize pek kıymetdâr ve değerlidir. Zirâ O'nun tevellüdü akabinde böyle aziz bir Pir'in şerefli mülakatları müyesser olmuştur.» Muhammed Mâsum Hazretleri istidadlarınm çok yüksek oluşunun icâbı olarak Muhammedî Meşreb idiler. Tahsillerini 16 yaşlarında ikmal ettiler. Yüksek babaları âhir ömürlerinde müridlerinin terbiyesini kendisine havâle ederek haklarında hayır dualar eylediler ve câhiller ile sohbetten sakınmalarını tenbihlediler.
Şeyh Muhammed Masum Hazretlerinin müridleri ilet yüksek teveccühleri sayesinde velâyet derecelerine ulaşanların âdedi yüzbinin .üzerindedir. Hindistan'dan Haremeyn!'-Şerîfeyn'e gidişlerinde, gerek Arap kavmi ve gerekse Acem* den sayısız insan mürîdleri halkasına dahil olmuşlardır.
Muhammed Mâsum Hazretlerinin müridlerinden birisi ticâretle meşgul olurlardı. Bir defa yine ticâret için hayli mal aldıktan sonra bir gemiye binmişlerdi, Sefer esnasında, gemi bir fırtınaya tutularak gark olma tehlikesi ile karşı karşıya geldi. Mezkûr tüccar, «Eğer gark olma tehlikesinden kurtularak sâhil-i selâmete erişirsem Hazret-i Şeyh'in dergâhına 1000 çeyrek altın vereyim» diye nezretti. Allah tarafından derhal fırtına dindi ve gemi gark olmaktan kurtuldu. Tüccar, kurtulduktan sonra memleketine döndüğünde, nezîr olarak Muhammed Masum Hazretlerine 500 çeyrek altın takdim etti Cenâb-ı Şeyh buyurdular! ki: «Sen filan yerde Ölüm tehlikesi içindeyken 1000 çeyrek altın nezretmiştin., Şimdi va'dini yerine getirmen lâzımdır.» Böylece tüccarın hâlini keşif buyur-maları üzerine, mezkûr şahıs çok mahcup olup kusurundan dolayı, istiğfar ederek 1000 çeyrek altım Hazret-i Şeyh'e takdim etmiştir.
Muhammed Mâsum Hazretleri 1079 veya 1080 senesinde T1 yaşlarında oldukları halde bekâ âlemine irtihal buyurmuşlardır. (Kaddesallahü sirrehü'l -aziz-.)